5 Mart 2020 Perşembe

O Bakış Var Ya...




Bir insanın bakışının beni bu kadar etkileyeceğini düşünmemiştim. Adam öyle bir bakıyor ki; gurur, huzur, dünyadan daha öte bir yeri görüyor sanki.




11 Aralık 2019 Çarşamba

Hurra Diese Welt Geht Unter. (Yaşasın, Dünya Yok Oluyor!) - 2015

AnnenMayKantereit And K.I.Z


Yaşasın, Dünya Yok Oluyor!
Kıyafetler Tanrıya karşı, biz incir yaprakları giyiyoruz
Heinrichplatz'ı çevreleyen sarmaşıklarda sallanıyoruz
Ve büyüklerimiz bize kentsel savaşı anlatıyor
Barbekü yaparken Alman Bankası'nın çöküntüleri üzerinde
Kuşlar yuva yapmış neon ışıklı tabelaların üzerine
Yanan Alman bayrağıyla ısınıyoruz
Ve uyursa birimiz baroda
Bir kız yaslandığı içindir onun koluna
Günde 3 saat mesai yapıyoruz, daha fazlasına gerek yok çünkü
Bu akşam yıldızların isimlerini sayıyoruz
10 yıl önceki o bomba için teşekkürler
Ve güneş görene değin sevişin
Hatırlıyor musun? Çizerdik okuldaki sıraları
"Tanrım lütfen, affetme onları. Çünkü onlar ne yaptıklarının bilincindeler!"
Kaldırım taşlarının altında bekliyor kumlu plajlar
Rap'le değilse, pompalı tüfekle

Ve şarkı söylüyoruz nükleer sığınaklarda
"Yaşasın, bu dünya yok oluyor!"
"Yaşasın, bu dünya yok oluyor!"
"Yaşasın, bu dünya yok oluyor!"

Ve şarkı söylüyoruz nükleer sığınaklarda
"Yaşasın, bu dünya yok oluyor!"
"Yaşasın, bu dünya yok oluyor!"
"Yaşasın, bu dünya yok oluyor!"
Cennetin çöküntülerinin üzerinde

Bir okla yay kap kendine, güzel bir lokma avlayacağız
Artık hapishane diye bir şey yok, hapishanenin hücrelerinde barbekü yapıyoruz
McDonald'sı yaktık ki kanıtı olsun kahramanlıklarımızın
Kovduğumuzdan beri Nestle'yi buradan
Elmaların tadı elma gibi, ve domateslerin tadı domates gibi
Ve yemeklerimiz askerlerin kasketlerinde pişiriyoruz
Tüttürmek ister misin? Bahçeden seçiversene kendine o zaman
Ancak bugün devam edebiliriz hayatlarımıza, ayık bir şekilde
Gelsene, Reichstag'ın yosun bağlamış koridorlarında bir ofis sandalyesiyle yarış yapıyoruz
Artık ön kapıya kilit takmamıza gerek yok
Para konfeti oldu ve daha iyi uyumaya başladık
Bir altın külçesiyse bizim için bir tuğladan farksız
Patlıyor yanardağ, alıp götürmek için bir İncil'i daha
Duymak istemiyor (hoşnut olmuyor) çocuklar (dinlerken beni) çünkü papa hakkında konuşuyorum
Bu hayat çok güzel, kimin öteki dünyaya ihtiyacı var ki?
(Kimin öteki dünyaya ihtiyacı var ki?)

Ve şarkı söylüyoruz nükleer sığınaklarda
"Yaşasın, bu dünya yok oluyor!"
"Yaşasın, bu dünya yok oluyor!"
"Yaşasın, bu dünya yok oluyor!"

Ve şarkı söylüyoruz nükleer sığınaklarda
"Yaşasın, bu dünya yok oluyor!"
"Yaşasın, bu dünya yok oluyor!"
"Yaşasın, bu dünya yok oluyor!"
Cennetin çöküntülerinin üzerinde

İnekler otluyor gerimizde, ot çekiyoruz, tavla oynuyoruz
Nerede o bir zamanlar olan Postdamer Platz?
Uyandığımda saçlarını okşuyorum ilk
"Tatlım, ben işe gidiyorum, iyi olacağım"
İster kalkarız, ister gideriz
İstediğimiz gibi oluruz, istediğimiz gibi sevişiriz
Ve kilislerle pornolar bize anlattıkları gibi değil.
Bebeğim, seninle vakit geçirmek o kadar güzel ki!
Evet, yine altüst oldu ama ağlamaz bizim çocuklarımız
Çünkü hepsini biz yetiştirdik!
Büyük yangını söndürmek istediklerini hatırlıyor musun?
Ateşte erimiş gibi pasaportlarımız, o duyguyu (hatırlıyor musun)?
Yaptıkları bu b-klukların sonsuza dek süreceğini filan zannediyorlar
Monopoly'nin küçük olanını gösterdim onlara, anlamadılar
"100'lük banknot mu? O da ne?
Neden onu senden uzaklaştırmamı istiyorsun ki, biz her şeyi paylaşırken böylesine?"

Ve şarkı söylüyoruz nükleer sığınaklarda
"Yaşasın, bu dünya yok oluyor!"
"Yaşasın, bu dünya yok oluyor!"
"Yaşasın, bu dünya yok oluyor!"

Ve şarkı söylüyoruz nükleer sığınaklarda
"Yaşasın, bu dünya yok oluyor!"
"Yaşasın, bu dünya yok oluyor!"
"Yaşasın, bu dünya yok oluyor!"
Cennetin çöküntülerinin üzerinde



Grupla ilgili bilgi:


Ayrıca şöyle bir yazı da var:



2 Aralık 2019 Pazartesi

Daha - Hakan Günday

Google Resim

Altını Çizdiklerim                                                      


Belki de kötülüğü ağır basan bir vicdan topalıydı babam, hepsi bu. Belki de kendi babası yüzünden böyle olmuştu. O da kendi babası yüzünden... O da kendi babası yüzünden... O da kendi babası yüzünden... Sonuçta hepimiz, hayatta kalanların çocukları değil miydik? Savaşlar, depremler, kuraklıklar, katliamlar, salgınlar, işgaller, kavgalar ve felaketlerden sağ çıkanların çocukları... Dolandırıcıların, hırsızların, katillerin, yalancıların, muhbirlerin, hainlerin, batan bir gemiden ilk kaçanların ve de başkalarının ellerindeki can simitlerini söküp alanların çocukları... Sağ kalmayı bilmiş olanların... Sağ kalmak için her şeyi, ama her şeyi göze almış olanların... Bugün hayattaysak eğer, soy ağacımızdan birileri “Ya o ya ben!” dediği için değil miydi? Belki de kötülüğün ağır basması bile değildi bu. Doğal olandı... Sadece bize çirkin geliyordu, o kadar... Ama doğada çirkinlik diye bir şey yoktu... Güzellik de... Gökkuşağı sadece Gökkuşağı ve hiçbir doğa bilimleri kitabında altından geçilebileceğine ilişkin bir bilgi yoktu.


Doğu ile Batı arasındaki fark, Türkiye’dir. Hangisinden hangisini çıkarınca geriye Türkiye kalır, bilmiyorum ama aralarındaki mesafe Türkiye kadar, ondan eminim.


Bütün dünya nüfusuna ezberletilmiş olan, varak çerçeveli ve gösterişli bir tablo vardı. Ve o tabloda, iyiler kötülerle ve cennet cehennemle savaşıyordu. Oysa böyle bir savaş yoktu ve hiç olmamıştı. İyiyle kötünün kıyamet gününe kadar sürecek olan ölüm kalım savaşı, insanlığın yediği en büyük kazıktı. Toplum düzeninin en kestirmeden sağlanması ve otoritenin daima ayakta kalması için atılması gerekmiş olan bir kazık. Çünkü her insanın, aynı anda, hem iyi hem de kötü olduğu gerçeği kabul edilirse, hayranlık duyulup peşinden ölüme gidilen kim varsa, yani gelmiş geçmiş bütün liderlerin kimliğinde lekelenmeler başlayacaktı. Kafalar karışacak, düşünceler çarpışacak ve kimse kimse için hayatını feda etmeyecekti.   


Yıllar önce okuduğum işe yaramaz bir kitaptaki tek işe yarar cümle şuydu: İnsanın kullandığı ilk alet, başka bir insandır .

24 Ekim 2019 Perşembe

İncir

Google Resim


   Bilimsel sınıflandırmada kullanılan Latince adı Ficus carica olan yaygın incir, ismini Güney Ege bölgesinde yaşamış Karia uygarlığından alır. Taksonomi biliminin yani canlıları bilimsel olarak sınıflandırmanın kurucusu Carl Linnaeus bu ağaç türünü isimlendirdiğinde çiçeksiz olduğunu özellikle belirtmiştir.
   İncir ağaçları diğer meyve ağaçları gibi çiçek açmaz. İncirin meyvesi aslında bir tür kapalı çiçektir ve bir incir ağacında ya yalnızca dişi çiçekler ya da yalnızca erkek çiçekler gelişir. İncir ağacı çiçeklerinin armut şekilli bir koza içerisinde tersyüz edilmiş bir şekilde açarak olgunlaşmasıyla incir meyvesi oluşur. Yüzlerce çiçek içeren bu yapıya sikonyum adı verilir. Her çiçek aken adı verilen sert kabuklu, yediğimizde çıtırdayan meyvelere dönüşür. Yani yediğimiz her bir incir aslında yüzlerce meyve içerir.
   Tozlaşmanın gerçekleşmesi için erkek çiçeklerdeki çiçek tozlarının dişi çiçeklere taşınması gerekir.    Çiçekleri neredeyse tamamen kapalı sikonyum’lar içerisinde hapsedilen dişi incir ağaçlarının tozlaşmasına ilek arıcığı (Blastophaga psenes) denilen ve yumurtalarını yalnızca erkek incir çiçeklerine bırakan bir yabanarısı türü yardımcı olur. Bu yabanarısının boyu 1,5 milimetre kadardır.
Dişi yabanarısı erkek incir ağacındaki incirlerin tepesindeki küçük açıklıktan içeri girip yumurtalarını çiçeklerin içine bırakır. Yumurtalar kışı burada geçirir. İlkbaharda dönüşüm geçirmiş olarak dışarı çıkan yabanarılarının vücutlarına çiçek tozları bulaşmış olur.
   Bu yabanarılarının dişileri yumurtalarını bırakacak yeni erkek incir çiçekleri aramaya başlar. Bu sırada komşu ağaçlardaki dişi incir çiçeklerini de ziyaret ederler. Dişi incirlerin de tepesinde bir açıklık bulunur. Yabanarıları buradan içeri girer. Ancak, dişi incir çiçeklerinin yapısı erkeklerinkilerden farklı olduğu için yabanarıları, dişi çiçeklere yumurtalarını bırakamayıp geri çıkarlar. Ama bazıları da kanatları ve antenleri kırıldığı için geri çıkamaz ve incir meyvesinin içinde kalırlar. Bu sırada vücutlarına yapışmış olan çiçek tozlarını dişi çiçeklere bulaştırırlar ve tozlaşma gerçekleşmiş olur. Sonrasında tohumlar gelişmeye başlar.
   Çoğumuzun severek yediği lezzetli incir meyveleri sadece dişi incirlerdir.

TUBITAK Dergi-Eylül 2019

7 Ekim 2019 Pazartesi

Eski Mısır'da Kullanılan Ahşap Kilit



Kaynak:

https://www.instructables.com/id/Ancient-Egyptian-type-Wooden-Lock-Out-of-a-2X4/

Erkan Oğur - Ağaç Olsam

Kayın Ağacı-Google Resim

insan değil de ağaç olsam
dallarımın arasından rüzgar esse
yapraklarım, çiçeklerim meyvelerim olsa!
mevsimleri yaşasam...
köklerimle toprağın derinliklerine sarılsam.
kuşlar konsa dallarıma, yuva bile yapsalar...
böcekler, karıncalar yollansalar içime...
çürütseler oralarımı,
ballarım, sakızlarım olsa
gövdeme bir insan yaslanıp uyusa...
ben bunları hiç bilmesem, sadece ağaç olsam...

Erkan Oğur


27 Temmuz 2019 Cumartesi

Vintage, Retro, Antika

Caddeantika sitesinden alıntıdır.

Vintage ve Antika arasindaki fark onemlidir. Saticilar ve ozellikle alicilar tarafindan bilinmelidir. Bunun icin asagidaki bilgilerin alicilar icin bilincli alisverisi, saticilar icin de bilincli satisi saglamasina yardimci olacagini umuyorum.

1.) Antika/Antique terimi ticari olarak 100 yil ve daha yasli objeler icin kullanilir. Ancak bazi, daha dusuk standardda calisanlar 50 yil ve ustunu de antika olarak nitelendirebiliyorlar. Ancak, gercekte antika terimi 100 yil ve ustu objeler/urunler icin gecerlidir.

2.) Vintage/Vintic terimi ise, aslinda onceden saraplar icin kullanilan bir terimken, 25 yildir moda, kolleksiyon, ticari terim olarak kullanilmaya baslandi. Bir objenin vintage olabilmesi icin en az 25 yillik olmasi gerekir. 1950-1970 oncesinde uretilmis ve fakat 100 yildan genc objeler vintage "retro" olarak adlandiriir,

3.)1970 -92 arasinda uretilen urunleri ise vintage'dir.

Ozetle:

Antika: 100 + yil

Retro: 1950-70 100 - yil

Vintage: 1970-1992 donemi

Eski objelerin degerlendirilmesinde yillardan daha ziyade o urune olan talep daha onemli rol oynamaktadir. Yani talebi cok olan vintage bir obje, talebi az olan antik bir objeden daha yuksek fiyatli olabilir.

3.) Antika, retro ve/veya vintage urun alirken satis aciklamasinda,

-urunun uretildigi yil/donem,

-stil/tarz,

-detayli olarak malzemesi,

-kondisyonu, varsa kusuru,

-detayli resimleri

mutlaka bulunmalidir